Uyumak Ve Yellenmek Abdesti Bozar mı

Konu, 'Dinlerimiz' kısmında halukgta tarafından paylaşıldı.

  1. halukgta
    Offline

    halukgta Banlı Üye Üye

    Kayıt:
    19 Temmuz 2013
    Mesajlar:
    100
    Beğenilen Mesajlar:
    0
    Şehir:
    Balıkesir

    Bizler inancımızı yaşarken, Kur’an merkezinden o kadar uzaklaşıp,hurafelerin etkisinde kaldık ki, bizlere öğretilen yanlış itikatları, Allah ınayetleriyle anlatmaya, izah etmeye kalksanız bile, kabul görmez oldu. ÇünküAllah ın koyduğu, sınırların dışına çıktık.

    Dini bir konuda konuşmak istediğinde, hemen öne sürdükleri, senin Arapça ilminne kadar ki din adına konuşabiliyorsun olmakta, böylece toplum susturulup,korkutulmaktadır. Böylece istedikleri inancı ve itikadı, topluma çok daha kolaykabul ettirebilmektedirler.


    Lütfen şunu asla unutmayalım, Allah başka dillere tam olarak çevrilmeyen birrehber gönderip, daha sonrada tüm kullarını bu kitaptan asla hesap sormaz.Birçok kez Allah ın yemin ederek, bu kitabı, bu dini sizler için kolaylaştırdımhükmünü lütfen unutmayalım, birilerin aldatmacalarına kanmayalım.


    Elbette bu yanlışları yapmamızın asıl nedeni, Kur’an ın eğitiminden geçmekyerine beşerin, rivayetlerin, edindiğimiz velilerin eğitiminden geçmemiz, büyüketken olmuştur.



    Allah Kur’an ın ipine sarılın, sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum dedikçe,bizler tam tersi düşüncelere inandırıldığımız için, Kur’an da her bilgininolmadığı, izah edilmediği fikrini kabul etmemiz, bizlerin inanılmaz yanlışlarayönlenmemize, inanmamıza neden olmuştur. Elbette bu yanlışlara inanmamız dindebizlere, zorluklarda çıkarmıştır.

    Bu yazımda sizlerin, üzerinde düşünmenizi istediğim konu, abdesti bozan şartlarnelerdir konusu üzerine olacak.


    Allah Maide suresi 6 ve Nisa 43.ayetinde namaza başlamadan önce, nasıl abdestalmamız gerektiğini, abdesti bozan durumları, açık bir şekilde anlatır. Ayrıcaabdest in bozulma şartlarının örneklerini de verir, su bulamadığınızda bile neyapmamız gerektiğini anlatır bizlere.


    Abdest in bozulma hallerini, bu ayetlerden yola çıkarak, şunlarısöyleyebiliriz.


    —Cünüpseniz, cinsel ilişkiye girdiyseniz temizlenin, yıkanın.
    —Tuvaletten çıktığınızda yani küçük, büyük abdest yaptığınızda, namaza durmadanönce abdest alın.


    Buradan da anlaşılıyor ki, Allah abdesti bozan durumları açıkça yazmıştır.Cinsel ilişki ve tuvalete girip ihtiyacımızı gördükten sonra, abdestinbozulduğunu, tekrar alınması gerektiği izah ediliyor.


    Peki günümüzde bizlere, abdesti bozan şartlar olarak yalnız bunlar mıanlatıldı? Elbette her zaman olduğu gibi, her konuda yaptığımızı bu konuda dayaptık ve Allah ın rehberinde açıkça izah ettikleri, bizlere yetmedi, bunlarlayetinmedik ve emin olmadığımız bilgiler ışığında yapılan ilavelerle, Allah ınkolaylaştırdığı dini zorlaştırdık.


    Bizlere öğretilen ve Allah ın asla abdesti bozan şartlar arasında saymadığı,iki konuyu gündeme getirmek istiyorum bu yazımda. Tabi bunlardan başka birçokilaveleri de sayabiliriz. Her mezhepte bu ilavelerin farklı olduğunu dasöyleyebiliriz. Yazımda gündeme getirmek istediğim, konu üzerinde konuşmakistiyorum.


    —Uyumak ve yellenmek.


    Uyumanın ve yellenmenin abdesti bozduğu anlatıldı bizlere. Ama bu bilgi neyazık ki Kur’an dan onay almaz. Allah böyle bir hüküm vermemiştir. Gerçigünümüzde, Kur’an ın onayını arayan pek de yok zaten.


    Yalnız Kur’an ile imanımızı yaşamayız, İslam ı tam olarakyaşayabilmemiz için, fıkıh kitaplarına da ihtiyacımız vardır diyerek, adetaKur’an ı tek başına yeterli görmeyen bir toplum olduk.

    Acaba bu tavrımıza Yüce Rabbimiz ne diyordur diye hiç düşündük mü? Hadi birbenzerini getirsinler bakalım, diyen Rahmanın zikrini hatırlatırım.



    Kur’an da her şeyin olmadığına inandığımızda, elbette ucu açık, sonu gelmeyecekbirçok dine ilavelere de inanmamız, bu durumda hiç zor olmayacaktır.


    Allah abdestin bozulma şartlarını anlatırken, uyumanın ve yellenmenin abdestibozduğunu söylememiştir. Kur’an da hiç bahsedilmediği halde, bizler bu konudakiilavelere, söylenenlere inanmakta, birçok konuda yaptığımız gibi, bir sakınca-kusur görmemişiz, Çünkü Kur’an ın da bir sınırları olduğu, emin olmadığımızbilgilerden kaçınmamız gerektiği, öğretilmemiş bizlere.


    Şimdi de bu konu ile ilgili rivayet hadislere bakalım. Acaba Allah ın koymadığıbir kuralı-hükmü koyarak, kendi nefsimize çıkardığımız zorluklara çareler,bakalım nasıl aramışız. Her nedense, bu rivayet hadisleri topluma anlatmazlar.Benim sizlere hatırlatmamın nedeni, üzerinde Kur’an ın ışığında düşünmenizadınadır.

    6106 - Abdullah İbnu Mes'ud radıyallahu anh anlatıyor: "Resûlullahaleyhissalâtu vesselâm (bir gün) horlayıncaya kadar uyudu. Sonra kalkıp namazkıldı.''
    6107 - İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtuvesselâm'ın o uykusu, kendisi yani Hz. Peygamber oturur iken olmuştur."

    Aslında yukarıdaki örnek, çok dikkat çekici ve düşündürücüdür. Bizler Allah ınvermediği bir hükmü vererek, zorlaştırdığımız dini, daha sonra rivayetlerleesnetmeye çalışmamız, Kur’an ın sınırlarını aştığımızda olacaklara, güzel birörnektir.

    Eğer uyku abdest bozuyorsa, bunun yatarak ya da oturarak olmasının, farklıolduğunu söylemek, yaptığımız yanlışlara kılıf aramaktan öte gitmez. Bildiğinizgibi, uyumanın abdesti bozduğunu söyleyenler, uyuduğumuzda kendimizdengeçtiğimizi ve bu durumda farkında olmadan yellenebileceğimiz anlatılır.

    Bu konu ile ilgili, rivayet hadislerden örnekler vermeye ve üzerinde düşünmeyedevam edelim.


    3648 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah'ınashabı uyurlar, sonra abdest almadan namaz kılarlardı:
    (Enes'ten bunu rivayet eden) Katade'ye:
    "Bu sözü Enes'ten bizzat işittin mi?" diye sorulmuştu:
    "Vallahi evet!" diye te'yid etti."
    Müslim, Hayz 125, (376); Ebu Dâvud, Tahâret 80, (200); Tirmizi, Tahâret 58,(78).


    3651 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ)'ın anlattığına göre, Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) 'ı secde halinde uyurken görmüş ve hatta Resulullah(aleyhissalâtu vesselâm) horlayıp solumuş, sonra kalkıp (abdest almadan) namazkılmıştır.
    İbnu Abbas der ki:
    "Ey Allah'ın Resulü dedim, siz uyudunuz, (abdestiniz bozulmuş olmalı değilmi)?" Bana şu açıklamayı yaptı: "Abdest, yatarak uyuyana gerekir.Zira yatarak uyuyunca mafsalları rahâvet basar.''
    Tirmizi, Taharet 57, (77); Ebu Dâvud, Tahâret 80, (202); Nesâi, Ezân 41, (2,30).



    Dikkat ederseniz aynı konuda, çok örnek var. Bu konuda yorum yapmakistemiyorum. Aslında biraz düşündüğümüzde, yaptığımız yanlışların dindezorluklar çıkarmasının, bizlerde yarattığı etki-tepki çok net anlaşılıyor.


    Şimdi yazacağım rivayet hadis, hadis naklinin çelişkilerini ve bir o kadar da,çok dikkatli olmamız gerektiğini gösteren, güzel ve düşündürücü bir örnek.


    3650 - Hz. Ali (radıyallahu ahh) anlatıyor: "Gözler, halkanın bağıdır,öyleyse uyuyan abdest alsın."
    Ebu Dâvud, Tahâret 80, (203).


    Ne dersiniz, sizce Hz. Ali böyle bir şey söylemiş olabilir mi? İşte dineilaveler ne yazık ki böyle günden güne çoğalıp gidiyor. Eğer Kur’an ın onayınıalmadan, her rivayete inanır ve inancımızı bunlara göre yaşarsak, sizcegittiğimiz yol, bizleri Allah a ulaştırır mı?


    Dikkat ederseniz verdiğim hadislerin hepsi, bir başkası tarafından, yine birdiğerine nakli kanalıyla oluyor. Bu yolla ulaşan bilgilerin, yüzlerce yıl sonradeğişikliğe uğramadan, bizlere ulaşması mümkün değildir. Lütfen bu gerçeği gözardı etmeyelim.


    Kendimize şu soruyu neden sormuyoruz? Peygamberimiz bizlere, neden direk hitapetmek, ilk elden bilgi vermek adına, bu bilgileri kendisi bizzat yazdırmamışta,yüzlerce yıl sonra, toplanmaya çalışılmış? Bu sorunun doğru cevabını nefsimizeverebilirsek, sanırım her şey çok net anlaşılacaktır.


    Şimdide yellenme konusuna gelelim. Daha önce söylediğim gibi, Kur’anyellenmenin abdesti bozduğu konusunda bir hüküm vermez. Peki, rivayet hadislerbu konuda neler söylüyor. Gelin şimdide onlara bakalım ve üzerinde düşünelim.Bizleri doğruya ulaştıracak, her bilgiden faydalanmalıyız, yeter ki Kur’an ınonayından geçsin.


    3625 - Hz. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Ses ve koku olmadıkça abdestalınmaz.''


    Bir rivâyette şöyle gelmiştir: "Biriniz mescidde iken, kabaları arasındabir yel hissetse ses işitmedikçe veya koku duymadıkca dışarı çıkmasın.''


    3626 - "Sizden biri, karnında bir şeyler hissetse ve fiilen çıkıpçıkmadığı hususunda tereddüd içinde kalsa, bir ses işitmedikçe veya bir kokuduymadıkça mescidden çıkmasın."


    3627 - Ebu Dâvud'da şöyle gelmiştir: "Biriniz namazda iken,dübüründe bir hareket hissetse ve abdestinin bozulup bozulmadığı hususundatereddüde düşse, bir ses işitmedikçe veya bir koku duymadıkça mesciditerketmesin."
    Müslim, Hayz 99, (362); Tirmizi, Tahâret,56, (74, 75); Ebu Dâvud, Taharet 68,(177).


    3628 - Abdullan İbnu Zeyd radıyallahu anh anlatıyor: "Resülullahaleyhissalâtu veselâm'a, namazda iken hayaline abdesti bozuldu gibi gelen biradamdan bahsedilmişti. Şöyle ferman buyurdular:
    "Sesi işitip kokuyu duymadıkça namazı sakın terketmesin.''



    3629 - Ebu Dâvud bir rivâyette şu ziyadede bulunmuştur: "Biriniz mescidegirince, kabaları arasında bir şey hissedecek olsa, çıkanın sesini işitmedikçesakın mescidden dışarı çıkmasın.''
    Buhari, Vudü 4, 34, Büyü 5; Müslim, Hayz 98, (361); Ebu Dâvud, Tahâret 68,(176); Nesâi, Tahâret 116, (1, 99).


    Dikkat ederseniz, bu konuda birçok rivayet hadis, Kur’an ın hükmü doğrultusundakısmen toplumu yönlendiriyor. Yani camide, mescitlerde namaz kılarken, çevreyirahatsız etmediği durumda, abdestimizin bozulmayacağı açıklaması yapılıyor.Dikkat ederseniz toplum bu konuda, adeta belirli bir eğitimden geçiriliyordüşüncesi hasıl oldu bende.


    Hadislere dikkat ederseniz, toplum içinde kılınan namazlarda, yellenmekonusunda daha dikkatli olmaları konusunda, adeta toplum uyarılıyor, eğitiyor.Ama yellenmenin, aslında abdesti bozmadığı anlatılmaya çalışılıyor. Lütfenrivayet hadisler üzerinde, dikkatle düşünelim.


    Her zaman olduğu gibi, şimdide yukarıdaki birçok rivayetin, tam tersi olan birhadis nakletmek istiyorum sizlere.


    3630 - Ali İbnu Talk (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullahaleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Biriniz namazda yellenirse derhalnamazdan çıksın, abdest alsın ve namazı iade etsin."


    Ne dersiniz dostlar, kafanız karıştı değil mi? Bizler imanımızı eminolmadığımız bilgiler ışığında düşünmeden yaşarsak, daha çokkkkk kafamızkarışacaktır, bunu unutmayalım.


    Elbette toplu kıldığımız namazlarda, yellenme konusunda camide bulunanları,rahatsız edecek bir durum hâsıl olmuşsa, camiden dışarı çıkmak en doğrusuolacaktır.


    Allah bizlere namaz kılmamızı ve namazdan önce abdest almamızı emrettiyse, bukonuda bizlerin bilmesi gerekenleri açıklamış, izah etmiş olması gerekmez mi?Bilgilendirmediği, hüküm vermediği bir konudan, detaydan sizce Rahman,bizlerden hesap sorar mı?


    Allah ın herhangi bir konuda verdiği açık hükümlere, geleneklerimizin yaptığıilaveler, dinde verilen ana hükmün şartlarından sayılır mı?


    Eğer evet sayılır diyorsak, lütfen bugün mezheplere, hatta tarikatlara bölünmüşve birçok konuda dine yapılan, ama her birinin bir diğerinden çok farklıilaveleri, nasıl açıklarız? Sanırım açıklayamadığımız için olsa gerek,birbirimize düşman olmuş, hatta bir birimizi öldürecek kadar da, nefret etmişiz.


    Verdiğim rivayet hadisleri okuduğunuzda, şöyle düşünebilirsiniz. Yaşlı bir kişidüşünün, kulağı az işitiyor, burnu az koku alıyor. Bu durumda, yellendiğindenşüphe eden bir kişi, ne ses duyabilir, nede kokuyu. Her yellenenden de, kokuduyulacak da değildir zaten.



    Ne dersiniz, iyice kafanız karıştı değil mi? Kafaları karıştıran, aslındabizlerin doyumsuz nefsimizdir. Eğer nefsimizi aklın ve Kur’an ın kontrolündençıkartırsak, bu sonuç kaçınılmaz olacaktır. Nefsimize hükmetmesiniöğrenmediğimiz sürece, her zaman aynı şüphede yaşamaktan asla kurtulamayız.


    Yaradan bu kitabı, yemin olsun ki sizler için kolaylaştırdım diyor da, bizlerekolaylaştırılmış bir yol, yöntem gösteriyorsa, lütfen bu hak yolu, batıllazorlaştırmayalım.


    Yaradan sizleri bu kitaptan sorumlu tutuyorum diyorsa, gelin Rabbimizinsöylediklerinin ve bizler için çizdiği sınırların dışına çıkmayalım. Sınırlarızorlayıp, kendimize eziyet etmeyelim.


    Bu yazıyı yazmama rağmen, geleneklerimiz ve bizlere öğretilenlerbende de o kadar baskın ki, bende böyle bir durumda içime sinmiyor ve abdestalıyorum. Ama biliyorum ki Rabbimiz bizlere kolaylık sağlamış ve böyle birhüküm vermemiştir.

    Allahaçıkça hüküm verip, bizlerin bütün şan ve şerefimizin Kur’an da olduğunusöylüyor da, biz Kur’an da hiçbir eksik bırakmadık diyorsa, sizce bizleriilgilendiren, bizlerin sorumlu olduğumuz her şey, Kur’an da yok dersek,Rabbimize ve kitabına saygısızlık yapmış olmaz mıyız?


    Yorum ve karar sizlerin. Hepimiz imtihandan geçiyoruz. İmtihanolduğumuz kitap ta yalnız Kur’an olduğunu söylüyorsa Yaradan, bizlere düşenimtihanımızı, elde Kur’an, aklımızla düşünerek yaşamak olmalıdır.


    Aklını kullanmayanı, PİSLİK İÇİNDE BIRAKIRIM diyen Rabbimize,lütfen kulak verelim. Yoksa pislikten, Allah ın lanetinden kurtulamayız.


    Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

     

Sayfayı Paylaş